Felaket bağını gezdim
serseri,
Feryad ü zarımı duyan
kalmamış,Aradım o şahin, yiğit erleri,
Yattıkları yerden nişan kalmamış
Kapılar kapanmış, bacalar tütmez,
Kimsecik o çölde bir koyun gütmez,
Ağaçlar kurumuş, bülbüller ötmez,
Baykuşlarda bile figan kalmamış,
Gülleri soldurmuş elem yaşları,
Karalar bürümüş yaslı başları;
Köyleri kuşatmış mezartaşları,
Sesime ses verir bir can kalmamış.
Taliin o yaman, kanlı elleri
Eşinden ayırmış hep güzelleri
Şehitlerle dolmuş gurbet elleri
Kan ağlamadık bir cihan kalmamış
Hanedan kişiler hep yoksul olmuş
Düşman kapısında bağlı kul olmuş
O nazlı gelinler şimdi dul olmuş
Cemiyyet dağılmış, canan kalmamış
Hiç anılmaz olmuş atalar adı
Beşikte bırakmış ana evladı
Kırılmış yetimin kolu kanadı
Zulüm pençesinden aman kalmamış
Düşmanın sitemi yürekler ezer
İnsan bu kahr ile canından bezer
Gülşende yabancı köpekler gezer
Erler meydanında insan kalmamış
Bende bu ye's ile rahat uyku yok
Halbuki kimsede tasa kaygu yok
Korku yok, umut yok saygı duygu yok
Kimsede hasılı vicdan kalmamış.
Sırr-ı Hak aşikar her bahanede
Gül biter mi artık bu viranede
Şu harab olası matemhanede
Bizden özge garib mihman kalmamış.
Hey Rıza, ne acep sevdaya düştün
Aslı faslı yok bir davaya düştün
Vatan uğrunda bin belaya düştün
Her yer mezar olmuş vatan kalmamış
RIZA TEVFİK BÖLÜKBAŞI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder